tutunamayanlar
7 Temmuz 2014 Pazartesi
onyüzbin şey
...yaşamaktan utanıyordu herhalde. hayata karşı ayıp oluyordu. onyüzbin şeyi birden yaşamak istiyordu. hangisine sarılsa başkasına ayıp oluyordu. kaç parça olabilirdi? neden bu utançları bir yana itip yaşamaya çalışmadı? gözlerini yerden kaldırmayı denemedi? hiçbir zaman pastanede-muhallebicide-kızla-buluşup-gözlerinin-içine-bakarak-ona-hayatını-anlatan-erkeklerden-biri olmayacağına yemin etmişti. sahte olmaktansa yaşamamak iyidir turgut. hepimiz ihanet ettik ona. "ikinci gün kavga etti benimle, artık gitmem gerekiyor dediğim zaman. teyzem bende kalıyordu. hava kararmıştı. 'bir daha hiç gelme istersen' dedi." çok az vaktim kalmıştı turgut. anlamıyordu. çok beklemiştim. hayatımın, başı ve sonu belliydi; hiç olmazsa ortasını kaçırmamalıydım. oyalanacak durumum yoktu. ezberlemiş olduğum bütün şiirleri okumalıydım, bütün kavgalarımı çıkarmalıydım, bütün kuruntularımı ortaya dökmeliydim. belki seni bir erkek anlayabilirdi selim. nasıl olur? hepimiz, birbirimizin gözünü oyuyorduk. bir kadın karşı koyamazdı: artık karşı konulmasını istemiyordum. doludizgin gitmek istiyordum.
tutunamayanlar
tutunamayanlar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder